Otuz
altı ayrı başlık bulunan bu kitap deneme tarzında ele alınmıştır.
Başlıklardan
bazıları şunlardır;
*Akıl
ve Cesaret
*Biz
ve Diğerleri
*Devlet,
Din ve Cemaat
*Köy
okulları
*Politika
üzerine
*Sanal
alem ve biz
*Toplumun
gözündeki kadın
Ben
eseri okurken yakın dostum olan Adem Bilici’yle karşılıklı muhabbet ediyormuşum
gibi rahatladım. Adem bütün söyleyeceklerini söylemiş de bana, bize fikrimizi
soruyor gibi olmuş. İçini sorgulayarak dışa vuran yazılar gayet anlaşılır bir
şekilde işlenmiş. Kitabı okurken ne demek istedi demeyeceğiniz bir akışta
ilerlersiniz. Sorun neydi diye kök aratmayacak ve sizi girdaplarda boğmayacak
yazılar bunlar. Eserleri değerlendirirken dikkat ettiğim farklı bakış açısı
arayışını burada da sürdürdüm. Örnek vermek gerekirse; “Korku” kavramı üzerinde
işlenen şu tespit gayet toplumun kendisine zorla benimsetmeye çalıştığı bir
durumdan sıyırtılmış. Bilici şöyle aktarıyor; “Korku, bazı durumlara karşı daha
dikkatli olmamızı sağlıyor. Daha iyi stratejiler geliştirmemizin temelinde
yatan sebep korkudur. Korku gerekli ama korkaklık gereksizdir.”
İnsanların
patır patır öldüğü şu dönemde silah piyasasının yelpazesi genişlemiştir
malumunuz. Sermaye piyasası kurulunda yeteri kadar değer bulamayan bir silahı,
hakkı yenen bir silahı Bilici şu sözlerle aktarmış; “Aklınız en büyük silahınızdır.
Mermileri sabır, hoşgörü, değer verme ve sevgidir. Bunların barut kokusu da
yok, ne güzel değil mi? Bu silahınızın bakımı ise çok kolay, sürekli hareket
halinde olmak.”
Sanırım
çok kişinin tecrübe kazanamadığı aşk üzerine konuşmak büyük ustalık istiyor.
Söyleyeceklerim Var adlı bu eserde Sayın Bilici aşk üzerine yazarken kendisiyle
çelişen noktalara kalem basmış. Şöyle ki Semih adlı bir arkadaşının “aşk
yüzsüzlüktür” sözüne katıldığını belirtip aynı zamanda aşkın, sevginin ileri
boyutu veya aşırı hali olduğunu söylüyor. Devamında aşk üzerine hummalı sözler
sarf eden Bilici yüzsüzlüğe katıldığını belirtirken neyi kastetti anlamadım.
Günümüzün
en yoğun gündem oluşturan cemaat meselelerini üniversite yıllarındaki
tecrübeleriyle aktaran Bilici ilginç bilgiler paylaşmış. Bu bölümü kitabın
değerli okuyucularına bırakmakta fayda var sanıyorum. Bu başlığı sadece
tecrübeyle ele almış deyip geçelim. Yalnız şu tespiti belirtelim “ilmi siyaset”
diye kabzası yırtık hançer saklama girişimlerine Adem Bilici şu yorumu
getiriyor; “İlmi yürek ve ilmi cesaret”…
Söyleyeceklerim
Var adlı bu kitapta anlatım ve üslupla ilgili şu eleştirileri yapmak istiyorum.
Anlatım deneme tarzındayken bir anda tartışmacı bir üslup takınılıyor ve
okuyucunun bazı fikirleri sorgulanıp ikna girişimleri oluyor. Anlatım olağan
akışında olursa okuyucuya kendi payını çıkarma fırsatı verilirse daha sağlam
olur düşüncesindeyim. Anlatımlarda “demem o ki” cümleleri söylem tekrarlarına
ve cümleleri bir sütuna bağlama işlevi görüyor. Eğer cümleler bağlanırsa
anlatım kısırlaşır. Ben bunu böyle değerlendiriyorum.
Aşırı
şikayet sezintisi alabileceğiniz yazılarla karşılaşabilirsiniz. İnsanoğlunu
insana anlatmak pek zordur elbette. Onu ona şikayet etmek ise bifaydadır.
Küçükbaşa sen küçükbaşsın çok çiğne gevişini iyi getir sütün beyaz olsun demek
faydasızdır. Bu bahtiyarlığa erişmek için yazılardaki aşırı şikayet girişimi
okuyucu tarafından olumsuz karşılanabilir.
Üniversite
ve işsizlik üzerine ele alınan konu bana göre fiyasko. Erk eleştiriciliği
yapılan yerde erki ve prensipleşmiş politikasızlığını haklı görmek
haksızlıktır. İş beğenmeyen gençlerden dem vurulması yanlıştır. Kefeye konulan
milyonlarca insan var ve mağduriyet erkin işine yarayacak bir durumda. Bu konu
hakkında daha olgun yaklaşımlarla çözümleme yapılması iyi olurdu. Kitap elbette
bir deneme ama tartışmacı tavırlar takınılıp okuyucuya madem soru sorulmuş ben
de eleştirimi böyle yapmak istiyorum.
Evet
otobüs yolculukları da bu kitapta işlenen başka bir konu. Uzun yolculukların en
çekilmez unsurlarından olan muavinlere samimice değinilmiş. Bu sene en son
yolculuğumda karşılaştığım muavin faciası tüm sıcaklığıyla beynimde yer etti.
Bu başlık anılardan sözü açıp beni de anılara ram eyledi.
Eğitim
ile ilgili Bilici çok güzel bir konuya değinmiş. Eğitim ve politikayı
birbirinden kesin ve kati bir çizgiyle ayırması fikirlerin yerini bulmasını
sağlamış. Ben de eğitimin ancak hizmeti olur ikiyüzlülüğü olmaz diyerek Sayın
Bilici’ye katıldığımı belirtmek istiyorum.
Genel
olarak değerlendirmelerim bu şekilde. Kitabı alıp okuyup fikir edinmek gerekir.
Değişik bakış açılarına açıksanız kesinlikle öneririm vesselam.
http://www.edebiyathaberleri.com/kose-yazisi/281/soyleyeceklerim-var-adem-bilici.html